Ilayda depresyondaydı: Uyuyamıyor, sırt ağrıları çekiyor ve artık çalışamıyordu. Tek başına çocuk büyüten bir anne olarak duygusal bozukluğu nedeniyle hayatına devam edemiyordu. Düşünceleri aynı soruların çevresinde dönüp duruyordu. Neşesi ve canlılığı kaybolmuştu. Bu gidişi durduran yedi yaşındaki kızı oldu. Depresyona rağmen kızına örnek olmak, tek başına ona bakabilmek istiyordu. Bu nedenle duygusal bozukluğunun rehabilitasyonu için Donauschwingen'e geldi. »IBu adımı atabildiğim için çok mutluyum" diyor İlayda. "Yeniden cesaretimi kazandım ve iyimserim. Prof. Kızılhan ve ekibine minnettarım.«
»Önce birbirimize güvenmeyi öğrenmemiz gerekti«, diye açıklıyor Jan Kızılhan depresyon gibi tipik duygusal bozukluk olan bu duruma ilişkin yöntemini. »Bayan Özcan'ın dilini konuşuyor olmamızın yanı sıra kendimizi onun kişisel durumu ile özdeşleştirebilmemizin gerçekten çok faydası oldu.« Anne babası ve büyük kız kardeşi tutucu insanlardı ve kızının babası olan Alman partnerine olan sevgisine çok az anlayış göstermekteydiler. Ilayda´ya göre kesinlikle bu nedenle, kızının doğumundan önce, onlarla olan ilişkisi sona ermişti. »Kendimi yalnız hissediyordum ve zorlanıyordum, partnerim ve ailem beni hayal kırıklığına uğratmıştı, üzgün ve çaresizdim. Destek yerine suçlamalar ve eleştiriler duyuyordum. Ailemle kavga etmek zorunda kalmamak için, onlarla ilişkimi neredeyse tamamen kestim.« Aslında, bu arada küçük bir kız çocuğu annesi olarak onların desteğine çok ihtiyacı vardı.